Elektrik (1832): Elektrik, elektron akışıyla enerjinin transfer edilmesi sonucu oluşur. Elektriğin M.Ö. 600'lü yıllarda bilindiği, Antik Yunanistan'da kürklere amber sürülerek statik elektrik elde edildiği yazılır. Amberleri kürklere o kadar çok sürerlermiş ki gözle görülen elektrik akımları bile oluşurmuş. Elektrik denince akla Edison'un gelmesi ise kendisinin başarılı bir halkla ilişkilerci olmasından kaynaklanıyormuş sadece. Yoksa buluşta katkısı olan daha pek çok bilim adamı var. Elektrikli sandalyeyi de maalesef Edison bulmuş. Laboratuvar ortamında elektriği ilk kez elde edebilenler ise aynı yıl ayrı ayrı çalışmalarla Michael Faraday ve Joseph Henry.
Plastik (1862): İnsan yapımı ilk plastik, 1862'de Alexander Parkes tarafından İngiltere'de yapılmış. Selülozdan yapılan bu madde, ısıtılıp yumuşatılarak kalıba dökülüp soğuyunca, kalıbın şeklini alarak çıkıyormuş. Bundan önce buna benzer bilinen tek madde Charles Goodyear'ın bulduğu yollarla işlenen doğal kauçukmuş.
Radyo (1895): Radyo, gelişimini iki buluşa borçlu: telefon ve telgraf. Bu ikisi olmasaymış radyo da olmazmış. 1860'ta İskoç fizikçi James Clerk Maxwell, radyo dalgalarının varlığını keşfetmiş. İtalyan mucit Guglielmo Marconi, 1895'te ilk kez bilinçli olarak radyo dalgaları gönderip almayı başarmış. Ancak bugün modern radyonun mucidi, bir takım yasal düzenlemeler sonucu Nikola Tesla sayılıyor.
Penisilin (1928): Penisilin'in tüm ekmeğini Alexander Fleming yese de küfün antibiyotik etkisini ilk olarak 1896'da Ernest Duchesne keşfetmişti.
Tabii bilimsel olarak; yoksa taa Mezopotamya'ya, Maya uygarlıklarına dönmemiz gerek. Yani besin zehirlenmelerinin en önemli sebebi olan stafilokok bakterilerinin, penicillium cinsi küfle öldürülebildiğini kayda geçiren kişi Alexander Fleming'dir. Penisilinin tıptaki hayati önemi, ilk kez II. Dünya savaşı sırasında kanıtlanmış.
Bilgisayar (1936): Kişisel bilgisayarı kim buldu diye sorarsak tek bir yanıt almamız biraz zor. Bilgisayar tek bir parçadan oluşmayan komplike bir makine ve haliyle üretimine sınırsız sayıda kişi katkıda bulunmuş. Bütün bu parçalar da ayrı birer icat olarak nitelenmeli belki de. Ancak ilk programlanabilir bilgisayar, Konrad Zuse tarafından üretilen Z1'dir. Yıllardan taa 1936. Ancak bu makinenin tarihini PC'ler için kullanmamız ne derece doğru bilemiyoruz. Aslında aramızda kalsın, hiç değil ama ne yapalım ki ilk örnek bu.
Transistör (1947): Transistör, bir devreyi açıp kapayan, bir sinyali güçlendiren, farklı dirençteki devre parçalarını birbiriyle uyumlu hale getiren, hmm, şeydir. Biz bilmiyoruz, öyle diyorlar.
Transistör için ayrıca elektrik elektronik camiasının en mühim keşfi de diyorlar. Ne yaptığını tam bilmesek de 1947'de transistörü buldukları için John Bardeen, Walter Brattain ve William Shockley'ye teşekkür borçluyuz sanırız.
Kalp pili (1950): Kalp pili, kalbin atış hızını ayarlayan bir cihaz. Kanadalı John Hopps, vücut sıcaklığının aniden düşmesi anlamına gelen hipotermiya'ya çare bulmak için radyo dalgalarıyla vücut sıcaklığını artırmaya çalışırken, tesadüfen kalbin durduğunda mekanik olarak tekrar çalıştırılabildiğini keşfetmiş. İlk ürettiği kalp pili o kadar büyükmüş ki vücudun dışında taşınması gerekiyormuş.
Lazer (1960): LASER, "Light Amplification by the Stimulated Emission of Radiation" kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltma. İlk kez 1917 yılında Albert Einstein tarafından "hayal edilmiş". 1954'te "maser" denilen teknoloji bulunmuş, "light" kelimesi yerine "microwave" kelimesini koyun. Lazerden tek farkı görünmez olmasıymış. 1958'de "maser"in mucitleri Charles Townes ve Arthur Schawlow, görünür bir lazer üzerinde çalışmışlar ancak ilk optik lazer ışınını yaratan kişi Theodore Maiman olmuş.
Cep telefonu (1973): Cep telefonu düşüncesi 1947'de ortaya çıkmış. Arabalara nasıl telefon yerleştireceklerini düşünen bilimadamları, yüksek güçlü vericileri aralıklı olarak yerleştirmektense düşük güçlü ucuz vericileri sık aralıklarla yerleştirmenin daha başarılı bir sistem olduğunu düşünmüşler. Tabii o sırada bunu yapabilecek teknoloji ortalarda yokmuş. Martin Cooper, modern cep telefonu cihazının mucidi sayılıyor. İlk cep telefonu görüşmesini 1973 yılının Nisan ayında o yapmış. 1977'de ilk cihaz imal edilmiş ve 2000 tane sınırlı sayıda üretilerek piyasaya çıkmış.
İnternet (1991): İnternetin büyükbabası ARPAnet'in ilk çalışmaları, soğuk savaş döneminde yapılmış. Amaç, yeni bulunan NCP (Network Control Protocol) protokolü sayesinde birbirine bağlanabilen bilgisayarlarla birbirine uzak iki askeri üs arasında bilgi akışını devamlı tutmakmış. 1968'de artık ağır kalan ARPAnet yerine NSFnet kurulmuş ve bu sefer ağa üniversiteler de bağlanmış. Bu ağ, bugün internet dediğimiz devasa şeyin omurgasını oluşturmuş.